Blog

  • Ana Sayfa
  • Genel
  • Anne Baba Olmak, eşlere “sevgili” Olduklarını Unutturmamalıdır

Anne Baba Olmak, eşlere “sevgili” Olduklarını Unutturmamalıdır

Bir bebeği dünyaya getirmeye hazırlanmak, bir kadın için, duygusal boyutuyla olduğu kadar
hormonal değişikliklerle de son derece özel bir dönemdir. Anne adayı, bu dönemde eşi
tarafından desteklenmeyi de bekler ve bu da son derece doğaldır.

Ancak unutmamamız gereken, bu dönemin anne açısından olduğu gibi baba açısından da son
derece önemli olduğudur. Baba adayı da, hem madde hem de manevi olarak yeni bir
sorumluluk dönemine hazırlanmaktadır. Ayrıca “ikinci planda” kalma, aile düzeninin
değişecek olması, eşiyle kendisine vakit ayırıp ayıramayacağıyla ilgili konular da kafasını
kurcalayabilmektedir.

Doğum sonrasında (özellikle ilk üç ay) yeni rutinlerin oturtulması, özellikle aile büyüklerinin
desteğiyle elden geldiğince iyi yönetilebilir. Bu süreçte anne artık doğum sonrası
komplikasyonları atlatmıştır, emzirmeye devam etmektedir ya da emzirmeyle birlikte (sütün
yeterliliğine göre) mama takviyesine başlamıştır.

Baba ise eşini elinden geldiğince desteklemektedir. Üçüncü ayın sonuna doğru işlerin biraz
daha düzene girdiğinin farkındadır. Artık eşinden ilgi beklemeye ve eski düzenini özlemeye
de başlamıştır.

Peki, anne bu dönemde, babayı yeterince desteklemekte midir?

  • Baba, “Bebek ağlayınca uyuyamıyorum, üstelik yarın da işe gideceğim” diyerek çoktan
    başka odaya taşınmış mıdır?
  • Ayrıca “Bebeğe bakmak annenin görevi” diyerek kendisini bu süreçten soyutlamış
    mıdır?
  •  Ya da tam tersine baba olmayı abartarak anneye sürekli müdahale ve eleştiri mi
    yapmaktadır?
  • Aile büyüklerinin de tam kadro fikir verdiği bir durum söz konusuysa, durum anne için
    biraz yorucu ve karmaşık olmuş mudur?

Eğer bunlar geçerliyse, kritik eşiğin aşılması ve anne babanın eskiden beri “iki sevgili”
olduğunu hatırlamasının zamanıdır!

Kendilerince haklı gerekçeleri olsa da anne ve babanın sadece bebeğe odaklanmaları, ikinci
çocuk varsa annenin onu babaya bırakması, kendine özen göstermemesi, doğum sonrası
duygusal iniş çıkışlarda destek almaması, eşine kırıcı hatta mesafeli davranması ise aile içi
kırgınlıklara, kardeş kıskançlıklarına ya da babanın kendini dışlanmış ve ikinci plana atılmış
hissetmesine neden olacaktır.

Bu tip duygusal ve fiziksel mesafeler giderek eşler arasındaki bağı zayıflatabilir ya da en
azından duygusal tepki olarak babanın eviyle ve ailesiyle ilgilenme tarzında değişikliklere
neden olabilir. Böyle durumlarda aile büyüklerinden yardım isteyerek, eşlerin arada baş başa
kalması, dinlenmesi ve eski keyifli günleri hatırlaması gereklidir.

Eşlerin birbirimize vakit ayırması, fiziksel ve duygusal ihtiyacıdır. Yeniden beraber olmak her
iki tarafa da çok iyi gelecek, duygusal ve fizyolojik düzen yerine oturacağından gerginlikler
azalacak, daha mutlu ve zorluklara dayanabilecek verimli bireyler olma yönünde motivasyon
artacaktır.

“Sevgili” olduklarını unutmayan hem kendilerine hem de birbirlerine anlamlı vakit ayıran,
zaman yaratmaya çalışan eşlerin, bebekleriyle birlikte oldukları anların verimi de çok farklı
olacaktır. Keyifle ve sevgiyle ilgilenildiğini hissetmek bebeği de rahatlatacaktır.

 

Yorum yapma kapalı.